21.4.15

Hey Doktor!

Allah kimseyi sadece çok bilen doktorun eline düşürmesin. Doktor dediğin her bildiğini, aklından geçen her şeyi "zönk!" diye hastaya söylememeli arkadaşım. Sen ihtimallerden bahsediyor olabilirsin ama senin ağzından çıkan tek bir kelimeyi bile delicesine önemseyen hasta-hasta yakınına bunu yapmaya hakkın yok senin.. Hele ki yeni doğum yapmış, lohusa bunalımına girmek için bahane arayan tazecik bir anneye "bebeğin lösemi olabilir." denilir mi?!
Kardeşim sen doktorsun bir de yaa, bu kadının üzüntüden sütü kesilir, bebeği zaten hasta, beslenemez diye nasıl düşünemezsin, nasıl bu kadar düşüncesiz olabilirsin?
...
Eylül kuşumun sarılığı bir inip bir çıkarken kontrole gittiğimiz bir hastanede kalbinde üfürüm(üfürüm: kalbi delik olursa duyulan sese deniyor) işittik ve hemen bir çocuk kardiyolojisi görmeli dediler. Çocuk kardiyolojisi üfürüm göremedi ama perikardiyal efüzyon(yani kalp çevresinde su toplaması) ile kanında monositoz(yani mikroplarla savaşan bir hücre) gördüler. Bu daha önce hiç karşılaşmadıkları bir durummuş, literatürde bile böyle bir vakaya rastlamamışlar. 1,5 ay boyunca çeşit çeşit test yaptılar. . Defalarca kan aldılar yavrumdan, belki 30 tüp kan almışlardır-abartısız! Delik deşik ettiler bileklerini, topuklarını. . En sonunda Doktorun kurduğu cümle şu; "Ya tüberküloz(verem), ya sifiliz(frengi), ya da lösemi!" diğer tüm ihtimallere bakıldığı için aklına başka bir şey gelmiyormuş.. Hay senin aklına tüküreyim derler adama!

Aklım almıyor, ağlıyor.. ağlıyorum..
Daha çok küçük, ufacık yaa.. Nasıl kaldırır minicik vücudu, böylesine ağır hastalıkları.. Ve nasıl yakalanır bu hastalıklara?!

Nasıl verem olabilir veremli kim var ki çevremizde? diyorum; babası doktor, hastaneden mikrobu o getirmiştir diyorlar. .

Frengi olması imkansız, sapık mı bu doktor, cinsel yolla nasıl buluşacak frengi yeni doğmuş bebeğe? diyorum; frengi kan yoluyla da bulaşır, doğduğundan beri sürekli kan verip duruyor diyorlar..

Lösemi? devamını soramıyorum.. Hıçkırıklar içinde boğuluyorum..
....
Günler kabus gibi geçip giderken üzüntüden sütüm nerdeyse bitti denilecek kadar azalıyor. . Aman sütüm bitmesin diye ne bulursam yiyorum, doğum sonrası verdiğim tüm kiloları geri alıyorum ama buna rağmen süt müt olmuyor bende. . O kadar üzüntüye süt yapar mı bünye? 
Haa bu arada hiç durmadan "Kaç kilo verdin? Sütün yetiyor mu? Aa mama mı veriyorsun? Sütün çok mu az? Hiç mi kilo veremedin? Ayy sezeryandan sonra kalıyor hep o kilolar biliyor musun.. Emzirmiyor musun sen yaa, nasıl kilo vermezsin emzirerek yaa.." ve türevleri canı cehenneme sorulara cevap vermek zorunda kalıyorum.
Anlayışsız insan mı dedi birisi? Zibille var dört bir yanımızda, aramaya gerek yok.
...
Güpgüzel haber: Allah'ıma binlerce şükür olsun ki Hematoloji uzmanının detaylı inclemesi sonucunda kanser hücresine rastlanmadı kuzumda.. Ve diğer tüm testleri de negatif çıktı..

Eee Beyaz Sır, neymiş bu kadar araştırılıp da teşhis konulamayan hastalık? diyecek olursanız: Gribal enfeksiyon. Evet, evet bildiğimiz grip işte. Güler misin, ağlar mısın? dedikleri misal. .


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder